
"Bazı insanlar karanlık bir mağarada, doğdukları günden beri mağaranın kapısına arkaları dönük olarak oturmaya mahkumdurlar. Başlarını da arkaya çeviremeyen bu insanlar, mağaranın kapısından içeri giren ışığın aydınlattığı karşı duvarda, kapının önünden geçen başka insanların ve taşıdıkları şeylerin gölgelerini izlemektedirler. İçlerinden biri kurtulur ve dışarı çıkıp gölgelerin asıl kaynağını görür ve tekrar içeri girip gördüklerini anlatmaya başlar ama içerdekileri, duvarda gördüklerinin zâhiri olduğuna ve gerçeğin mağaranın dışında cereyan etmekte olduğuna inandırması imkansızdır." Eflatun
11 Aralık 2010 Cumartesi
HOPPACIK
Bu oyun da iki kişiyle oynanır. Oyuncular sırt sırta vererek kollarını kenetlerler. Sonra sırayla
eğilerek birbirlerini sırtlarına alırlar. Bu sırada karşılıklı olarak aşağıdaki tekerlemeyi söylerler.
- Gökte ne var?
- Gök boncuk.
- Yerde ne var?
- Yer boncuk.
- Dalda ne var?
- Elmacık.
- Babanın adı ne?
- Yusufçuk.
- Annenin adı ne?
- Fatmacık.
- Kaldır beni hoppacık.
Oyuncular, isterlerse tekerleme içindeki görev yerlerini değiştirerek oyuna devam ederler.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
lütfen yorumunuzu buraya yazınız .